23 Ocak 2016 Cumartesi

Kasvet [Öykü]


Akşamın kendisini hissettirmeye başladığı anlardı, güneş ışıkları ufukta gözden kaybolmak üzereydi. Yağmur damlalarının birer birer düşmesiyle gökyüzündeki bulutlar yerini kasvetli bir görünüme bırakıyordu.

Oldukça ürkütücüydü sokaklar. Havanın kararması ve sis bulutlarının çökmesi üzerine, her an bir yerlerden yaratıklar çıkacakmış gibiydi. Bir de rüzgâr başlamasın mı?
Saçlarının yüzüne yapışmasından önünü göremiyordu âdeta. Yağmurun şiddetini artırmasıyla beraber saçlarını topladı ve şemsiyesini açarak yürüyemeye devam etti.

Sokaklar sakin ve sessizdi bugün. Tek ses, ilerideki parktan rüzgârın etkisiyle kendi kendine sallanan salıncakların gıcırtılı sesleriydi.
İleride dilenci bir adam; yüzü uyuşukluk, boş vermişlik ve tembellik haritası... Dağılmış saçlar, upuzun sakallar... Gözleri ‘yardım et’ diyordu sanki.
Ah be amcacım, elimde olsa da sen ve senin gibilere yardım edebilsem.

Utana sıkıla geçtim yanından. Gülme sesleriyle arkama döndüm ki iki genç, adamın yanından, onu ezici bakışlar ve kahkahalarla geçiyor... Artık dünya kötülerin iyilere, zenginlerin fakirlere, yanlışların doğrulara başkaldırdığı bir arenadan ibaret.

Derken, sokağın bordür taşları üzerindeki tozlar, rüzgârın etkisiyle hırçınlaşarak kasırgaya dönüşüyor...

Bu büyüyen kasırganın ortasında kalmamak için hızlı adımlarla evin yolunu tuttum.

Tuba Bulut

10 Ocak 2016 Pazar

Güneşin Kızı


Siyah deniz misali sarmış bedenimi sarmaşıklar.
Aralayıp güneşe ulaşmak tek vasiyetim.
Sıyırsın saçlarımı güneşin altın okları.

Bir tek güneş gülsün yüzüme,
gözlerim eriyene kadar baksam,
içime işlese yarı kadife olan o nazik ince tonu
koklasam tüm benliğimle
ayakuçlarımdan çıksa nefesim
seyre çıksın içimi
seyretsin akciğerimden kalbimi
okşasın damarlarımdan geçerken kanımı
sevsin beni...
Bir tek güneş dokunsun bana.

Güneşimdin, karanlığımdan aydınlığa çıkaran
ben parçayken bulmuştum seni
şimdi bir Necip Fazıl nüktesi gibi, "bir parçayım ben bütüne hasret".

Yokluğun çığ gibi düştü üstüme.
Oynatamadım elimi, ayağımı, kalbimi
çarpmaz senden sonra kimseye
benim için bile çarpmaz.

Rehin aldın bedenimi.
Sözüm geçmez kalbime.
bir tek senin nedimenmiş,
anladım gittiğine.

Sen aşkın mahsı,
sen divitin sarı mürekkebi
sen Yunus'u yollara düşüren.

Bense aşkın küçük serzenişi, divitin metali, yolunda biten ot.

Fatma