11 Mayıs 2024 Cumartesi

Şiirin felsefeyle imtihanı

 

Ontolojik alanda, tinsel bir etkinlik olarak sanat yine tinsel bir varlık oluştururken, maddi bir etkinlik olarak teknik de maddi varlığı şekillendirir. Tam da bu noktada eleştiri dediğimiz uğraşın kendini varlık olarak nerede temellendireceği, neyi nasıl biçimlendirip etkileyeceği sorunu karşısında şiire felsefeyle bakabilmek, bugün artık hep olduğundan çok daha dikkate değer bir yol olarak kendini ortaya koymaktadır.

Sanatsal çabanın doğasına uygun kapsayıcı, bütüncül bir kuramdan bağımsız olarak, şiire ilişkin etkin bir eleştirinin ortaya konması mümkün değildir. Kurama dayanmayan şiirin, böyle bir yapının ayakta durma, var olma ihtimali yoktur.

Böyle bir kuramın varlığından söz edebilmek de ancak o uğraşın oluşturduğu bilginin türüyle, ne içerdiği, nasıl ortaya konulduğuna dair kullanılan fiziksel araçların çeşitliliği ve olanakları üzerine çözümlemelerle mümkündür.

Platon'un sanatsal etkinliğin doğasını çözümlemeyi sorun edindiğini varsayarak, bu temelde bir sanat kuramı oluşturmaya yönelik sürekli çaba, o zamanın ruhuna uygun olarak yalnızca Homeros'un doğru bilginin temel kaynağı olarak alınması üzerine konuşulduğunda değil, bütün ozanlar üzerine konuşulabildiğinde nesnel bir gerçekliği ifade ediyor olabilirdi. Dün için bu olgu ne kadar belirleyici, ne kadar hakikatse bugün de öyledir.