Mehmet Ferah'tan bir öykü: 'Maden'

Yerin yüzlerce metre altında hayatını kaybeden maden işçilerinin anısına hürmetle ve duayla... Kendine geldiğinde hiçbir şey göremiyordu. Kör olduğunu zannetti önce. Başını yokladığında ışıklı bareti yerinde değildi. Zifiri karanlıkta el yordamıyla aramaya başladı baretini. Daha sonra hareket edemeyecek kadar küçük bir çukurda olduğunu fark etti. Patlamadan önce en yakınında bulunan arkadaşı Sami'ye seslenmek için dudaklarını araladı, sesi çok kısık ve hırıltılı çıkmıştı. Bir kez daha seslenmeyi denedi. Bu sefer biraz daha yüksek ama yine hırıltılı çıkan sesi küçücük kuyunun içinde yankılandı. Yerin yüzlerce metre altında mahsur kaldığını anlaması fazla uzun sürmemişti. Kaderine razı olup kurtarılmayı beklemekten başka bir çaresi yoktu. Ya gelemezlerse diye düşündü, ya kurtulamazsa... Bütün sevdiklerini bir bir hayalinde canlandırmaya başladı. Daha o sabah ilk adımlarını atmaya başlayan Samet'inin gözlerindeki parıltıyla yavaş yavaş bilinci aydınlandı: Oğlunu kucağına il...