Kayıtlar

Nisan, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Zarif bir söyleyişin inşası

Resim
  Pandemi sonrası şiirin saatinin tıkır tıkır işlemediği bir dünyadayız. Birileri çıkıp son otuz yıldır böyleydi derse, ona itiraz edilebilir. Şimdiki "üzerine ölü toprağı atılmış" ortama kıyasla 2000'ler ya da 2010'lar şiiri tartışmalarını doğuran fiziksel ya da dijital agora çok uzak bir hatıra sayılmaz. Her dönem kendinden öncekini aratır. Ancak şimdi çok daha iyi biliyoruz ki "ölü toprağı altında" kısa kesik, aritmik kıpırtılarla şiir de şair de özgün ses arayışını yeni bir mecraya akıtmak zorunda. Bir diğer deyişle şiir, kendi iddiasının sınırları ışığında insanın seyrini resmedecek ya da ona yön gösterecek. Dilimizin ucuna kadar gelen bir üçüncü seçenek daha var ki, onu zikretmemeyi tercih ediyoruz. Çünkü, her şartta ve her dar koridorda şiire inanıyoruz. Bittabi bu inancımız sebepsiz değil. Arada sırada bir yerlerden bir ses gelir, şiirin ve şairin bu zorlu yolculuğunun hâlâ var olabildiğine bizi ikna eden. Aslına bakarsanız Ekim 2020'de Türkçedek...

Turgut Uyar | 'Acıyor' [Vİdeo-Klip]

Resim
Ayhan Şahin , Turgut Uyar'ın sevilen şiiri "Acıyor"u seslendirdi. Klibin kısa tanıtımını ve şiirin sözlerini aşağıda görebilirsiniz. Klibin tamamını izlemek için  BURAYA  tıklayınız! (YouTube kanalımıza abone olursanız seviniriz.)

İstanbul âşığı bir yazar: Giorgitsamou

Resim
İstanbul'da sıcak bir yaz ayında dünyaya gelen Giorgitsamou 'nun, güneşli günlere açılan kapılar hep içini ısıttı bu yüzden. Kendini bildi bileli hayal kuran yazar, eski İstanbul'un kömür kokan çıkmaz sokaklarında, bahçesinde bin bir renkli insanın toplandığı kalabalık evlerde nefes aldı. Kapıdan girdiği anda huzur kokan bahçelerin sıcağında nelere sahip olduğunu bilerek yaşadı. Belki de şimdilerde bazı kişilere ütopik gelen bir gerçekliği hatırlatmayı görev edinmiştir kendine, kim bilebilir? Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Senaryo bölümünü okurken sinema dilinin edebiyatla ne kadar da kardeş olduğunu gördü. Her duyguyu yazıp yaşamayı öğrendi burada. İki kısa belgesel film çekti, üç yüzü aşkın şiir ve birçok deneme yazdı; son olarak yedi yıldır sürdürdüğü iki roman çalışmasını bitirmek için 2024'ün sonunu hedefledi. Hem kelimeler hem de o kelimelerin görselleri vardı artık elinde... Sekiz yıl amatör tiyatro ile ilgilenen Giorgitsamou, çeş...

Siyahlar Giyen Kadınlar için psikodinamik bir okuma

Resim
  Biraz hüzünlü bir gün oluyor ama insanı bitiren bir hüzün değil, başkaldırmak istediğin türden bir hüzün. Dünya, oturmayan taşlar mekânı olmuş da bir şey yapılması gerekiyor fikrini edindiğin türden bir hüzün. "Güç kazanman ve olanlara 'dur' demen gerek," hissi de eşlik ediyor bu hüzne. Geçtiğimiz yıl Anima Yayınları'ndan çıkan, Ayşe Şafak Kanca'nın  Yanık Bal Kokusu  kitabı ile böyle bir zamanda tanıştım. Siyahlar Giyen Kadınlar bölümünü inceleme fırsatım oldu. "Nedir bu matemin sebebi," dedim kendi kendime? Biraz da tanıdık geldi bu hüzün bana. Siyahlar Giyen Kadınlar bölümü birkaç şiirden oluşuyor: "Kuş ve Alınyazısı", "Savaş ve İhanet", "Cinayet ve Kıran", "Çamur ve Dumur", "Devlet ve Evlat", "Kan ve Barut", "Mevsim ve Acı", "Çinko Damın Altı Gözleri", "Daha Kaç Eylül", "Neriman", "Şeytan Yoktur"... Özellikle içerisindeki birkaç şiir il...

Büyük gözlü kediler, aşk ve Louis Wain

Resim
1860-1939 yılları arasında yaşayan ve çizdiği büyük gözlü kediler ile tanınan İngiliz Ressam Louis Wain'in gerçek yaşamöyküsünün anlatıldığı Louis Wain'in Renkli Dünyası, sizi müthiş bir yolculuğa davet ediyor. Yönetmen koltuğunda Will Sharpe'in oturduğu filmde, Louis Wain'e ünlü oyuncu Benedict Cumberbatch hayat verirken, usta ressamın eşini ise Claire Foy canlandırıyor. İşte, hem hüzünlü hem eğlenceli bu muhteşem filmden küçük bir kesit... (Sekansın tamamı için BURAYA tıklayın!)

Sesleri özlemek [Öykü]

Resim
  Fotoğrafçı bir arkadaşım var; nereye gitse ya kamerası, ya telefonuyla fotoğraf çekiyor. Bu, yanında olup da fotoğraf çekmeyenleri çoğu zaman kızdırabilir ama beni değil. Geçen gün iki fotoğraf tutkunu buluştuk ve birer kahve eşliğinde sohbet ettik. Ortak tutku fotoğraf olunca konu ister istemez oraya geldi. Gördüklerinden çok, işittiklerinden etkileniyordu. Sözgelimi "çağrı merkezi" aramalarında arayanın ses tonu sinirini bozup tahammül seviyesini birden düşürebiliyor ve sesini kullanamıyor diye arayanı pişman edebiliyordu. Ya da tam tersi, sırf arayanın ses tonu ve konuşma şekli güzel diye abone olduğu dergiler ya da aldığı biletler oluyordu. Mesela dün Blu TV'ye üyelik için callcenter'ı aramış. Telesekreterle bir muhabbet olmuş haliyle: "Görüşmeniz sonlandıktan sonra hizmetimizi değerlendirmek istiyorsanız 1'e, yoksa 2'ye basın," gibi bir taleple karşılaşmış. Kibar ve sorumlu bir insan olduğu için 1'e basmış ve Aygün Hanım'la konuşmuş. G...

Şiir ve büyü

Resim
Binlerce yıldır, insanlığın kelimelerle ilişkisi ve varlığımıza ilişkin sorular, bir büyü gibi etrafımızı kuşatıyor. Nitekim yazılı söz keşfedildiğinde bir sihirbazlık numarası olarak görülmesi ve hatta Kral Thamus'a yazıyı getirdiği iddia edilen Mısır Tanrısı Thoth'un aynı zamanda "büyü tanrısı" olarak anılması da belki bundandır. Kelimelerle olan ilişkimizi kayıt altına aldığımız tarihten beri belki de büyü ve şiir arasındaki lifler incelmektedir. Şiirin, tanım gereği bir tanımının olmayışı, edebiyatta ve sanatta sarsıcı gücünün en net göstergesi. Fakat buna rağmen "Şair nedir, kimdir?" sorusunun belki birden fazla bile olsa da bir tanımı veya binlerce cevabı vardır. Şair yeryüzünde, bulunduğu atmosfer içerisinde, duygu ve düşüncelerini ifade etmek adına kelimelerle arasındaki iletişimi doğru frekanslar arasında arar. Bu arayışın niteliği şairi zamandan ve mekândan münezzeh kılar. Doğru frekans ise onu biricik yapar. Ayşe Şafak Kanca da, bu arayışın peşind...