fotoğraf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fotoğraf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Nisan 2024 Çarşamba

Sesleri özlemek [Öykü]

 

Fotoğrafçı bir arkadaşım var; nereye gitse ya kamerası, ya telefonuyla fotoğraf çekiyor. Bu, yanında olup da fotoğraf çekmeyenleri çoğu zaman kızdırabilir ama beni değil.

Geçen gün iki fotoğraf tutkunu buluştuk ve birer kahve eşliğinde sohbet ettik. Ortak tutku fotoğraf olunca konu ister istemez oraya geldi. Gördüklerinden çok, işittiklerinden etkileniyordu. Sözgelimi "çağrı merkezi" aramalarında arayanın ses tonu sinirini bozup tahammül seviyesini birden düşürebiliyor ve sesini kullanamıyor diye arayanı pişman edebiliyordu. Ya da tam tersi, sırf arayanın ses tonu ve konuşma şekli güzel diye abone olduğu dergiler ya da aldığı biletler oluyordu.

Mesela dün Blu TV'ye üyelik için callcenter'ı aramış. Telesekreterle bir muhabbet olmuş haliyle: "Görüşmeniz sonlandıktan sonra hizmetimizi değerlendirmek istiyorsanız 1'e, yoksa 2'ye basın," gibi bir taleple karşılaşmış. Kibar ve sorumlu bir insan olduğu için 1'e basmış ve Aygün Hanım'la konuşmuş. Güzel sesli Aygün Hanım, sorununu iki dakikada çözmüş. İşlem bitmiş, derin bir sessizlik olmuş ama telefon kapanmamış. Duyduğu güzel sesten etkilenmiş biraz, trans halinde anket için bekliyormuş. Görevli, yardım edebileceği başka bir konu olup olmadığını sorunca, birden kendine gelip anket için beklediğini söylemiş, karşılıklı gülmüşler. Güzel bir sesten ayrılması zor olmuş.

Sesleri özlüyordu. Sesleri unutmuyordu. Seslerle hatırlıyordu.

Bir yerde kulağına gelen müziği daha ilk notasında tanıyabiliyordu. İyi bir müzik eğitimiyle pekâlâ sanatını icra ediyor olabilirdi.

Oturup arkadaşlarıyla sohbet ederken yan masada konuşulanları duyuyordu istemeden. Ayıp değil ya, dinlemiyordu, istemeden duyuyordu. Böylesi hassas kulaklara sahip olmak bazen işine yarıyordu.

11 Eylül 2015 Cuma

Fotoğraf değil; insan sevgisi


İster Tanrı elinden çıkmış olsun, ister kendi yasalarına göre işleyen doğanın kendi yaratımı olsun, var olan her şey belli bir estetik kaygının sonucu olarak vardır. İnsan algısının işte bu doğal kaygıya müdahale çabası, estetik olanın görünür, algılanır kılınması yönünde verilen çaba, sonucu ne olursa olsun eksik, tamamlanmamış bir çaba olarak kalmaya zorunludur.



Ben aslında en güzel fotoğrafları atlamışımdır, çekememişimdir. Ya yanımda makine yoktur, ya bir eksik vardır. Bu dünyada hiçbir zaman tatmin olamam, çünkü ben eminim ki muhakkak vardır. Bir kere muhakkak kuramsal olarak vardır. Sen gidersin bir aracı çekersin, gölgesi yanında şöyle gidiyordur, ortasında bir sümüklüböcek gidiyordur. Mesela de ki kompozisyon böyle bir şey. Beş dakika sonra başkadır. On beş dakika sonra daha başkadır. (Ara Güler)