Derin
bir nefes al. Başlıyoruz. Hazır mısın? Sana senden bahsedeceğim. Endişeli ve
seni harekete geçiren, doğumunda duyduğun o sesi hatırla. Bir canlı doğmaya
hazırlanıyor. Etrafta tatlı bir telaş, hararetli konuşmalar, bir kadının
acısını iliklerine kadar hissettiren can çığlıkları. Saatler süren koca mücadele.
Annenin acıya meydan okurcasına sıktığı elleri, ara ara gelip giden ve zamanla
artan sancıları var. Etraftakiler durumun sağlıklı bir şekilde
ilerlediğini söylüyorlar. Henüz içeridesin fakat dışarı çıkma çabana hayranım doğrusu.
Büyük bir mücadele veriyorsun. Mücadelene senin kadar katılan, ancak sen kadar güçlü,
belki de senden güçlü biri var dışarıda: Annen.
Az
sonra büyük bir topluluğa katılacaksın. Bir yanda var olma, diğer yanda var
etmenin güzel heyecanı sarıyor her yanı. Derin bir acının iniltisi duyuluyor
son kez ve gelmeden önce anneni, hatta seni daha güçlü harekete geçiren o
cümleyi duyuyorsun: “Sakin ol, derin bir nefes al!”Ardından senin sesin, “In-gaa!”,
yani senin deyiminle “Dünyaya merhaba!”
Zorlu
bir süreçti ama başardınız. Artık buradasın. Öğrenmek için desteğe ihtiyaç
duyan, henüz konuşamayan sen, küçücük, iki ayaklı, ancak yürümenin ne olduğunu
bilmeyen bir yaratık. Önce emeklemeyi, sonra yürümeyi, koşmayı, çok daha
sonraları konuşmayı, hatta kendi kendine yemek yemeyi öğreneceksin. Çok derine
dalma. İlk etabı başarıyla tamamladın minik canlı. Doğdun, yürüdün, büyüdün.
Algılarının açıldığını hissediyorsun. Sana sunulan her imgeyi kavrıyorsun.
Emmeyi bıraktın mesela, artık ellerini kullanıp çatalla meyve yiyebilme
bölümündesin, tebrikler. Yaşamanın diğer etaplarına geçmek için çok çaba sarf
ediyorsun. Dayan. Belirli bir süre sana sunulan uyarıcıları gayet güzel
kapıyorsun. Hatta öğrenme isteğini tetiklediğini ve daha çok bilmek isteğini
yansıtıyorsun çevrene, çok güzel. Gelişimin bir aksilik olmadan tamamlanmaya
devam ediyor ve sen her geçen gün büyüyorsun.
Bir
zaman sonra anne-babanın elinden tutup ailenden sonraki yuvana gitmeye başlıyorsun:
Okula. İlk başta bu durum seni biraz ürkütse de yaşıtlarınla birlikte uyum sağlayabiliyorsun.
Oyunlar ve etkinlikler, bulunduğun yeri daha çok sevmeni sağlıyor. Çizgi çizme,
boyama, boncukla sayı sayma, alfabe derken okuma yazma durumunu da ilerletiyorsun.
Yaşıtlarınla çeşitli aktivitelere katılıyorsun. Grup oyunları, geziler,
piknikler, seni sosyalleştiren türlü programlarda bulundun hatta. Öğrenme
işlemini öğretmenin yardımıyla sürdürüyorsun. Tebrikler, okul sürecin de
tıkırında gitti. Başlangıcı ilkokulla yaptın, sonrasında ortaokul, ardından yorucu,
hatta sende stres yaratan bir sınava girip lise öğrenciliğine adım attın. Hem
keyifli, hem de aksiyonlu bir lise hayatı sende güzel izler bırakarak geride kaldı.
Unutulmayan arkadaşlıklar ve tabii ki o hiç unutamayacağın sevdiğin. Güzel
günler.
Hayallerin,
hedeflerin, yapmak istediğin planların var. Bunun için çok çalışmalı, bol
stresli, yorucu ama bir o kadar da içinde güzellikler barındıran bir basamak, yani
üniversite sınavın. Temposu yüksek ve stresli günlerin ardından güzel bir
puanla üniversiteye adımını attın işte, tebrikler. Artık koca biri oldun. Artık
hem bir unvan sahibi, hem de sıkı bir çalışansın.
Peki
kendinin ne kadar farkındasın? Neler yaptığının bilincinde misin? Bırakma, devam
et okumaya, çünkü asıl gerçekler şimdi başlıyor. Sen ve toplumun diğer üyeleri dünyaya
gelmeyi çok iyi başarıyor, fakat hem kendilerine, hem de dünyaya ciddi hasarlar
veriyorlar, üzgünüm. Bulunduğun düzeye gelmek için oldukça gayretliydin;
farkındayım. Kendini geliştirmen hoştu; aferin. Şu an senden gözlerini iyice
açmanı ve bulunduğun yere odaklanmanı istiyorum. Parçası olduğun toplum her ne
kadar kendini geliştirse de, çevresine değerini kaybettiriyor. Hatta sana bir
sır vereyim mi; etrafındaki senler dünyayı yok ediyor. Ama onları kendilerine
getirmek de yine senin elinde. Korkma. Atman gereken adımlar çok yormayacak
seni, ama sınayacak. İlk olarak, herkesi dinlemeyi bırak, birilerinin
görmesinden korkma, aynıyız; ilk adıma yerde duran o çöpü alıp çöp kovasına
atarak başlayabilirsin, korkma! İçsesine odaklan. Seni ve üyesi olduğun grubu
toparlamak, senin başlattığın adımlara bağlı. Senin, senlerin adımı bütün
olunca düzelmeye başlayacağız.
Bu
kadar konuştuk, kimiz biz? Dünyaya geldiği ilk andan beri öğrenen, uygulayan,
her canlı gibi büyüyen biz. Bazıları güzellikleri öğrendiği gibi ne yazık ki çirkinlikleri,
kötülükleri de öğreniyor. Atacağımız adımlar onları da ilgilendirecek. Bize ‘İnsan’
diyorlar. Dünya milyonlarca insanı binlerce yıldır üzerinde taşıyor. Farklıyız
diğerlerinden, henüz yok olmadık, yaşam mücadelesine devam ediyor ve gitgide
artıyoruz. Bir yandan parklar, bahçeler inşa ederken, öte yandan çorak alanlar,
kesilen ağaçlar, yerlere atılan izmaritler... Doğaya ayak izlerimiz yerine cam
kırıkları, yanmış ve yanlış kullanılmış verimli araziler, hatta gezegenimize
ağır tahribatlar veren fabrika atıkları bırakıyoruz.
Görüyor
musun bak; sana seni anlatayım derken, aslında bize bizi anlattım. Düzeltir
miyiz dersin gidişatı? O canavar fabrikaları, nükleer santralleri yok edebilir
miyiz? Bir de o unuttuğumuz güven ortamını, yardımlaşmayı, paylaşmayı ve göz
göze geldiğimizde yüzümüzde oluşan o masum tebessümü hatırlatabilir miyiz birbirimize?
Evet. İnan. Yapabiliriz. Ve gel bu adımın ilkini birlikte atalım.
Okumayı
bitirdiğinde kocaman gül ve yaşam sorumluluğunun farkında olarak hareket et.
Çünkü adımların, adımlarımız olacak ve çalışmalarımız aslında hepimizi etkileyecek.
Kapını açıp doğduğun dünyaya “buradayız ve farkındayız”
demenin işte şimdi tam zamanı... Şimdi sakin ol ve derin bir nefes al...
Aysun Özgül
Bayıldım
YanıtlaSilYazmaya devam et çok başarılı olacaksın.😊
YanıtlaSilFarkındalilik yaratan bir yazı. Harika 😊
YanıtlaSil