Yadigâr Kalan
On yıla yaklaşmıştır tanışıklığımız. Instagram'da edebiyata dair yazdıklarımı paylaşıyordum o sıralar daha da sık. Gazetelerde yazıyor ama işin edebi kısmında kör oluyordu içim yalnızlığımla.
Bir mesaj geldi bir akşam, en hüzünlü günlerimden birinde:
"Yazılarınız, şiirleriniz çok güzel... Tanışabilir miyiz? Bir platform oluşturabilir miyiz sizinle?"
Önce ciddiye almadım. Bu kadar kötü bir dünyada buradan duygu bulan insanlarla karşılaşmak, o aynılıkları yakalamak öyle zordu ki... Kelimelere dair sevgi beslemek öyle zordu ki... Hele ki Taksim'de, iş sonrası, tanımadığım ama yazan çizen olduğunu söyleyen insanlarla buluşmak belki de delilikti.
Tabii bir hafta sonra Taksim'in göbeğinde buluştuk Yadi ve Ayhan'la. Kırmızı Kedi Yayınevi'nin arkasındaki bir kafede. Bol sigara, belki iki bira içip sadece kitap konuşmuştuk. O dönem şaşırmıştım böyle güzel insanların var olmasına.
O kadar güzel ve naif insanlardı ki ikisi de... O gece uzun uzun konuştuk ve dost olduk ilk günden. Yadi ile Ayhan, 'Arka Oda' adında bir Instagram sayfası açmış, keşfettikleri şiir ve yazıların sahiplerine ulaşarak edebiyata dair nitelikli paylaşımlar yapmaya karar vermişlerdi. O kadar içten, o kadar çıkarsız, o kadar verici bir dünyaları vardı ki, ilk günden yıllarca sürecek dostluğumuzun değerini hissetmiştim içimde.
Yadi, çok heyecanlı, tertemiz, sanat alanındaki yetenekli insanlara hayranlıkla sahip çıkan, müthiş vizyonu olan bir yaşayandı. "Yaşayan" diyorum, zira o sırada yazdıklarımı "YAŞAYANLAR" başlığı altında topluyordum. Müthiş bir duygu insanı olan Yadi, etrafındaki dostlara şiirler okutuyor, yazanlara yoldaş oluyor; kendi mahzun ve kısa hayatının duygulu birikimini kâğıtlara sığdıramayacak kadar çok yazıyordu.
O kadar dolu ve mütevazıydı ki, fiziki olarak minyon olan bir insanın içinde çok güçlü ve iyi kalpli bir dev yaşatıyordu. İlk tanıştığımız gün sadece biz acıktığımız için Taksim'den kalkıp bizi arabasıyla getirdiği Şişli'deki kokoreççiden Ayhan ve bana aldığı yarım kokorecin içine bol kekik koydurup elimize uzatmasını hatırlıyorum sevinçle. Meğer o sakatat yemiyormuş! Sonra sokak köftecisine uğramış; ona da o güzel yarım ekmeğe ızgara köfteleri içine koydurup, yollarda şiirler okuyup hayata dair sohbet etmiştik.
Öyle güzel insan seviyordu ki... Kendine mesafeli olanı bile kendiyle barıştıracak şekilde onore ederdi. Yadi, dostlarıyla var olurdu. Onlara, tanıdığı ilk günden itibaren değer verip vefa sunardı. O bir şairdi, yazardı, harika bir baba, koca bir dünyaydı etrafına...
Hepimiz gibi yazıdan ayrı işlerde çalışır, hatta çok çalışırdı. Mesailere kalır, "yoruldum" demez, gece yarılarına kadar yazar yazar, üretir ve dostlarına tüm gününü hediye ederdi. Yadi'yi insanlar yormazdı; belki kaderi, belki erken yaşta alınmış sorumlulukları, belki sevmeyi çok iyi bilen insanlığı ve vericiliği yormuş olabilir. Yani hepimiz gibi. Yazının hüznüne sahip, insanı insan yapan hassasiyetlerin çiçek açtığı bir insandı.
Öyle güzeldi ki... O bir şey söylediğinde, bir çocuk kadar masum ve duygusu bozulmamış bir dünyanın varlığını hissederdim hep. Çok görüşemediğimiz zamanlarda bile, "Canım dostum, iyi ki varsın," der, sitem etmez, ettirmezdi. Karşılık beklemeden seven, iyi bir insana, hele ki kelimelerini yürekten koparıp karşısındakinin ruhuna yansıtana nasıl hasret olunursa, öyle hasret bıraktı bizi Yadi varlığına...
O, hayatı boyunca, çevremizde kimse olmasa da, "Ben buralardayım," diyen koca varlığını gölgesine saklamadı hiç. Bugün bıkmadan usanmadan, yılmadan yazıyorsam, Yadi'nin verdiği umut ve naiflikten çıkan enerjinin itici gücüdür.
Onu tanıyıp da ona ruhen borçlu olmayan yoktur hissettiğim kadarıyla. Almadan vermek, bir duygu olgunluğudur. Böyle olgun bir ruhu genç yaşında yitirmekse, bir toy acıyı sonsuza kadar hissetme sebebidir.
Yadiciğim; Yadigâr olan ismin gibi, kelimelerin, şiirlerin, yazdıkların bu hayatın yadigârıdır bize.
Elbette ki yüzünü gördükçe ruhumda, kalemini hissettikçe kalbimde, güne bakarken uyandığımda, senin sonsuz bir ışık olduğunu biliyorum penceremde...
Giorgitsamou
(Yadi Dost'a veda yazıları...)
Yorumlar
Yorum Gönder