En Son Dakika
Merhaba
arkadaşlar, an itibariyle çarpıcı, sıradışı, vurucu, yıkıcı, ezici, geçici (kafiyeli
oldu ama geçen bir şey yok ne yazık ki) bir durumla karşı karşıyayız. Halk
arasında paniğe yol açmamak için her kanalda, her yayında vermiyoruz haberi; o
yüzden az sonra söyleyeceklerimi Google’a yazmayın, çünkü bir şey bulamazsınız.
Pekâlâ,
sizleri daha fazla meraklandırmadan veriyorum haberi: Dün, sanırım gece saat 03.48’de
zaman aniden durdu! Açıklamak gerekirse, matematiksel olarak, dünyanın geoit
şeklinden dolayı! Yani zaman durdu arkadaşlar, bu kadar basit, şu an saat hâlâ 03.48.
Aslında tam zaman durduğu anda tüm saatler durmuş olsaydı, olaya bir renk
gelir, film tadında bir şeyler yaşayabilirdik ama biliyorsunuz, Duracell uzun ömürlü pildir, normal karbonlu piller sürekli
çalışınca zayıflar, ama Duracell alkalin pil dayanır, dayanır, dayanır...
Duracell farklı pil; normal pillere benzemez, kolay tükenmez. Mesela bizim
mahallede tüm ayıcıklar (Ayıcık: Oyuncak ayı nedense.) koşuya çıkıyor, bizimki
hep birinci geliyor. Neden? Çünkü biz ona Duracell takıyoruz, o reklamlarda
gördüğünüz mutlu ayıcık bizim. Neyse, konuyu dağıtmayalım.
Evet arkadaşlar,
zamanın durması nedeniyle devletin zirvesinde gizli bir kriz masası oluşturuldu.
Saat 03.48’de başlayan toplantı, 03.48’de biterek gelmiş geçmiş en kısa
toplantı olarak tarihe geçti. Devletin zirvesinde durum böyleyken halk zaman
geçtikçe (alışkanlık işte) anormal bir şeyler olduğunu fark etmeye başladı.
Örneğin zaman durduğu anda mutlu olanlar -ki gecenin o saatinde epey mutlu
insan vardır- hâlâ mutlu oldukları için bir hayli tedirginler. Mutsuz olanlar
ise sorunları, dertleri zamana bırakamadıkları için ne yapacaklarını
bilemiyorlar. Elit tayfa arasında ise, zamanın artık her şeyin ilacı olmadığı
tartışılıyor; aydın kesim, ‘zamanla her şey hallolur’un, ‘zamanla hiçbir şey
hallolmaz’la yer değiştirmesini öneriyor ve gelenekçi kesim buna şiddetle karşı
çıkıyor; nitekim tartışmalar hızla devam etmekte. Kalabalıklar arasından -otobüsler,
metrolar, mağazalar vs.- memnuniyetsiz uğultular yükselmeye başladı; insanlar,
devletin şimdiye dek bir açıklama yapmamış olmasından şikâyetçi. Bu arada
‘şimdi’ kelimesi, anlamını yitirmiş durumda, seni hiç unutmayacağız ‘şimdi’,
hoşça kal. ‘Unutmayacağız’ demişken, zaman geçmediğine göre yaşanan kötü
olaylar da unutulmayacak haliyle. Bu kötü oldu işte! Daha dün 03.48’de (!)
unutulacaklar listesi yapmıştım, seni de listenin başına yazmıştım, ama olmadı
yâr, seni unutamıyorum! Bence İsmail YK’dan daha iyi yazdım. O değil de,
unutulacaklar için hatırlatma listesi yapmış olmam beni düşüncelere gark etmedi
değil. Aaa! Bunun için de güzel bir beste yapılabilir: “Seni unutmak çok kolay/
Hatırlat bir ara, unutayım./ Bence bu küçük bir olay/ Hemen yenilerine kırıtayım!”
Valla bence nefis oldu, Demet Akalın söyler bunu. Hemen konumuza dönüyorum.
Zamanın
durması birçok soru işaretini beraberinde getirse de, bazı güzel olaylara da
gebe gibi görünüyor arkadaşlar; örneğin, artık hiç kimse yaşlanmayacak ve
güzelliğiyle âdeta yıllara meydan okuyan ünlü sayımızda ciddi bir artış
görülecek. Ödenmesi gereken taksitlerin günleri hiçbir zaman gelmeyecek ve
kredi kartıyla sınırsız alışveriş yapılabilecek. Artık randevulara geç kalmak
veya erken gitmek sözkonusu olmayacağından, kadınlar saçlarını istedikleri
kadar düzleştirebilecek. Tüm bunların yanı sıra, zaman 03.48’de durduğu için
artık bütün haberler ‘son dakika haberi’ olacak ve hepsi aynı dakikaya ait olup
aynı dakika içerisinde de basına yansıyacağından halk her şeyden ânında
haberdar olacak. Evet arkadaşlar, bir dahaki “En Son Dakika Haberi” bülteninde
görüşmek ümidiyle haberin merkezinde kalın.
Bizi izleyin,
haberiniz olsun; gerçek ve tarafsız haber için...
Neriman Kotan
Yorumlar
Yorum Gönder