1 Ağustos 2012 Çarşamba

"Düşüncelerdeki engel kalksın!" [Kent ve Sakinleri]

Türkiye Sakatlar Derneği üyesi Bahar Atik, kent algısını anlatıyor!



"Düşüncelerdeki engel kalksın!"

Metropolde yaşamak bizim için çok zor, sıkıntıları daha büyük oluyor. Özellikle nüfus yoğunluğunun yaşandığı, göçlerin teşvik edildiği bir bölgede yaşıyoruz. Biliyorsunuz üç çocuk, beş çocuk gibi polemiklere giriliyor şu anda. Kentsel dönüşüm adı altında birtakım zorlamacı yaptırım içindeler. Ben kentsel dönüşümün, AKP’ye dönüşüm olduğunu düşünüyorum. Tamamen rant elde etmek amaçlı bir şey. Bu tip şeylerle uğraşacaklarına mesela bizim yasayla uğraşsalar ya! Rant peşinde koşacaklarına bizim sıkıntılarımıza çözüm olabilirlerdi. Kıyıda köşede kalmış birtakım yerlerden, oradaki mağdur, ezilen insanlardan, Roman halkından bahsetti Bilal Bey, onları yerlerinden etmeye uğraşacaklarına, daha büyük sorunlara, sıkıntılarımıza çare olabilirlerdi.

O kadar basit şeyler var ki; kaldırım, rampa sorunları hâlâ devam ediyor. Gelişigüzel bir yapılaşma var, altyapı sorunlarımız var, ‘asansörler engellilerin kullanımına açıldı’ diyorlar, fakat İstanbul’daki asansör sayısı zaten belli. Bunlar da sık sık bozuluyor, sıkıntı yaşıyoruz. Ayrıca, toplumsal açıdan bir eğitimsizlik de sözkonusu. Engelliye bakış açısı konusunda hâlâ birtakım sıkıntılarla uğraşıyoruz. Kentte yaşayan insanların en büyük sorunu erişilebilirlik sorunu. Sonuçta sürekli bir yapılaşma içinde bu kent. Bu yapılaşmayla birlikte, caddeler, yollar, büyük otobanlarda -mesela ben Beylikdüzü tarafında oturuyorum-, otobanın bir tarafından karşı tarafına bir engellinin geçebilmesi için bir yol yok.

Her zaman söylüyoruz: Düşüncelerdeki engeller kalkmadan fiziksel engeller de kalkmaz. Ülkemizin genel sorunları çözümlensin, ekonomik sorunlarımız çözümlensin. İş sorunlarımız, erişilebilirlik sorunlarımız, bunlar çözümlensin. Genel sorunlarımız çözülmedikçe, biz bu kentte engelliler olarak hep böyle küçük kitleler halinde isyan etmeye devam edeceğiz.

1 yorum:

  1. Evet katılıyorum bahar hanıma... Bizler isyan ediyoruz çünkü ettiriliyoruz zorla...Ey insanoğlu öyle isyan etme demek çok kolay, biz neler çekiyoruz bu hayatın içinde düşünen var mı? gerçekten sesimizi duyan var mı?. Bu bizi yıkıyor zaman zaman hayatın karşısında... ama bizler yinede sürüne sürüne de olsa eylemlere katılacak haklarımızı isteyecek ve bir gün mutlaka alacağız. Bir gün kazanırsak, o hakları kullanmak bize nasip olmasa da ailemizin gelecek neslin, insanlığın acılarını bir nebze kapatacaktır. Yaşamak engellinin de hakkı ama evde değil kentin içinde, hayatın içinde nefes alarak yaşamak... Bahar hanım çok güzel özetlemiş aslında anlatacak çok şey var ama ne sayfalara sığar nede sitenize... Saygılar.

    YanıtlaSil